Bildiğiniz gibi Ordu ve Trabzon büyük şehir oldular. Üzerinden belli bir zaman geçti. Bu konu en az bu iki şehirdeki kadar Giresun’da da çok konuşuldu. Çünkü Giresun artık Samsun’u da dahil ettiğimizde, Giresun çevresinde üç büyük şehir olan bir il haline geldi. İster istemez bu Giresun’daki insanları şehrin geleceği ve ekonomisi hakkında tedirginliğe sürükledi. Peki gerçekten bu durum düşünüldüğü gibi oldu mu? Olacak mı?
Trabzon ve Ordu’nun nasıl ve neden büyük şehir oldukları konusuna girmeyeceğim. İki şehrin de ekonomik ve nüfus yönünden büyük şehir kapasitesi yok, bu bilinen bir şey, ancak bir takım çıkarlar buna müsaade etti.
Ordu – Boztepe
Öncelikle şunun çok iyi anlaşılması gerekiyor. İsimler büyük şehir olunca şirketler/firmalar bu şehirler artık büyük şehir olmuş, hadi kalkıp oralara fabrika açalım demiyorlar. Ya da insanlar büyük şehir oldular diye oraya göçmüyorlar. Yine para kazanabilecekleri yerlerde yaşıyorlar. Keza öyle de oldu. Bu şehirlerde tabela dışında değişen hiçbir şey olmadı. Hala daha ucundan kıyısından fabrikaları olan sanayi ve yatırım şehri olmaktan çok uzak şehirler, tıpkı bizim de içinde olduğumuz bütün Doğu Karadeniz illeri gibi. Hatta bu şehirlere gittiğinizde büyük şehir olmanın dezavantajlarından bile bahsederler size. Şehrin onca eksiği varken tek derdi bu muydu diye.
Ancak Giresun’daki bazı kesimlerin bu şehirleri gözünde getirdiği nokta; bizi sömürecekler, şehrimizi kendilerine bağlayacaklar paranoyasında. Hatta bunu muhalif belediye seçmeye devam edersek bize hiçbir şey yapmayacakları korkusu takip eder hale geldi. Öncelikle siyaset bir duruş ve şekil meselesidir bu çok iyi bilinmeli. İşe sürekli çıkarlar girdiği takdirde günü gelir çatlaklar olur.
Bir de şu konuya değinmek istiyorum. Ülkemizde ne yazıkki devletin görevleri ve belediyelerin görevleri karıştırılıyor. Bir belediye fabrika kurmaz, şehrine büyük çaplı yatırım yapmaz ya da halkına büyük çaplı iş imkanları sunmaz. Bunları istese de yapamaz. Belediyelerin bu görev için bütçesi yeterli değildir. Şehirde yol yapım çalışmaları, parklar, meydanlar, bazı alt yapı çalışmaları ve buna benzer hizmetlerde bulunurlar. Büyük çaplı şehre yapılan yatırımlar ve bir şehrin gelişmesi devlete aittir. Yani sosyal yaşantı ve hayat duruşu anlamında oldukça gelişmiş insanlara sahip olan Giresun, bazı kesim tarafından Karadeniz’in en büyük köyü oldu denilirken aslında belediyeyi eleştirseler de bu direk olarak devlete bir eleştiridir. Çünkü hiçbir belediye küçük bir şehri tutup büyük şehir yapamaz bu gelişmeyi devlet yatırımları sağlar. Tabi ki ben bu büyük köy eleştirisine kesinlikle katılmıyorum. Kime göre neye göre köy? Tıpkı İzmir’e yapılan Türkiye’nin en büyük köyü yorumuna katılmadığım gibi buna da katılmıyorum. Bu yorumları yapanların ne kadar siyaset ve kültürel birikimleri var merak ediyorum.
Trabzon Ortahisar
Olay büyük şehir olmak küçük şehir olmakta değildir. Kendi ekonomisini sağlayabilen, dışa daha az bağımlı ve güçlü yapıda olmaktır. Avrupa’nın birçok küçük ülkesinin dünyada milyonları bulan ülkelere göre daha güçlü ve popüler olması bu yapılarından gelir. Belki dünyanın en büyük ülkeleri değillerdir ancak en yaşanılır ve içinde insanlarının en mutlu olduğu ülkelerdir. Bu durum şehirler içinde geçerlidir. Ekonomik, kültürel, yaşam kalitesi yönünden gelişmiş şehir olmakla büyük şehir olmanın hiçbir alakası yoktur. Keza Trabzon ve Ordu’da da ne işsizlik azaldı ne herhangi bir gelişim sağlandı.
Giresun için her zaman kendini geliştirmiş, ilerici ve yaşanılır bir şehir olmasını istemişimdir. Çünkü bunu başarmaya oldukça yakın bir şehirdir. İnsanı hoşgörülü ve medenidir. Ayrıca çalışkan insanlara da sahiptir. Gelin bu gereksiz savaşa ve yarışa girmeyelim. Diğer şehirlerle olan kıyaslamadan çıkalım. Kendimizi hep bir adım daha ileri götürmeye bakalım. Duruşumuzu ve hedeflerimizi bozmadan ilerleyelim. İnsanların onca sorunu varken zamanımızı bu şekilde tüketmeyelim. Gelin başkaları büyük şehir olsun biz küçük şehrin büyük insanları olalım.
Yazının orjinalini okumak için: Büyük şehir oldular da ne oldu?
Bu bir Giresun Blog içeriğidir.