Bana göre çok zevkli ama insanların çoğuna göre sıkıcı bir konuya değineceğim bugün. Bu yüzden de pek sizi sıkmadan bir çay muhabbeti tarzında anlatmaya çalışacağım size Giresun’un tarihini. Çünkü bana göre çok önemli bir konu. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk‘ün de dediği gibi geçmişini bilmeyen geleceğine yön veremez.
Konumuz tarih. Tabi Türkiye‘nin tamamının da tarihi bizim için önemli, ama ben bu yazımda Giresun‘un tarihine değineceğim. Bütün bir geçmişten bahsedemesek de en önemli tarihsel noktalar olan Giresun‘un Türkleşmesi, yani Osmanlı’ya girişi ve Giresun insanının tarihteki rolü hakkında konuşacağız.
Genelde, Doğu Karadeniz‘in Osmanlı’ya katılımı Trabzon’un fethiyle gerçekleştiği zannedilir. Ama Giresun, Trabzon’un fethinden neredeyse ikiyüz yıl önce Türkleşmeye başlar, hem de Orta Asya’dan gelen Çepni Boyları tarafından… Çepniler, Orta Asya’nın savaşa en yatkın Türk boyu olarak biliniyor.
Çepniler, 1301 yılında, Osmanlı‘nın Giresun ile alakası olmadığı yıllarda, aşiret halinde Orta Asya‘dan gelip Rumlardan Giresun‘u almışlar. Bu olay Anadolu’nun Türkleşmesinin hızlandığı bu dönemde, Osmanlı için de iyi bir gelişme olmuştur. Fakat zamanla Rumlarla yaşanan çekişmede Giresun bir süre daha Rum hakimiyetine geçmiş. Fakat 1397′de tamamen Çepnilere geçerek Türkleşmiş. Daha sonra Osmanlı‘ya dahil olan Giresun, Vilayet-i Çepni olarak yani Çepni şehri, Çepnilerin ili şeklinde anılmış.
Şimdi 13-14. yüzyıldan, Birinci Dünya Savaşı‘na (1914), yani 20. yüzyılın başına geliyoruz. Tarih sahnesine bu yıllarda Giresun‘un büyük kahramanı olan Topal Osman Ağa devreye giriyor. Temsili anıt mezarı Giresun Kalesi‘nde bulunan Osman Ağa, bu savaştaki en büyük aktörlerden biridir. Atatürk‘ün de isteğiyle Karadeniz‘deki Rum ve Ermeni isyanlarının bastırılmasına yardımcı olmuştur. Çepnilerden oluşan bir nevi savunma ordusu olan ekibiyle de Türk insanına destek ve katkıda bulunmuştur.
Yani sevgili Giresunlular; Atatürk Samsun’a çıksa da, Karadeniz‘in bütün şehirleri ayrı kahramanlık gösterse de, Giresunlular bu sahnede kuşkusuz en büyük rolü oynamıştır. Çepniler aradan geçen yüzyıllara rağmen değişmemiş ve birleşip yine Osmanlı‘nın Rumlara karşı olan zaferinde de yer almışlardır. Birinci Dünya Savaşı‘nın arkaplanında Giresun insanının yaptıkları incelendiğinde ise, önümüze kocaman bir liste çıkıyor.
Hadi şimdi de her ile nasip olmayan bu gurur tablosuna bir bakalım;
- Türkiye‘de kurtuluşu olmayan tek il Giresun‘dur. Yani hiç bir zaman işgal altına alınmamıştır.
- Atatürk‘ün güvenliğinden sorumlu Muhafız Kıtası (korumaları), Giresunlulardan oluşuyordu.
- Giresun, Türkiye’de kendi şehri dışında şehitliği bulunan tek ildir (Afyonkarahisar Giresunlular Şehitliği)
- Dünya’da gönüllü iki alay kuran tek il Giresun’dur. (42. – 47. alay)
- İzmir, Yunanlılar tarafından işgal edilince, Anadolu’da Yunan işgaline karşı ayaklanıp sokaklara dökülen ilk il Giresundur.
Yukarıda listelediğim gurur verici olaylara bakıldığında, tarihte Giresunlular sadece kendi iline değil, Türkiye’ye de faydalı işler yapmışlar.
Sevgili Giresunlular, yazıya başlarken yazdığım Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk‘ün sözünü tekrar hatırlatmak isterim: “Geçmişini bilmeyen, geleceğine yön veremez”. Eğer biz bunları bilir ve unutmazsak; Giresun‘un sadece caddelerden ve kafelerden ibaret olmadığını fark ederek, farklı bir pencereden bu güzel şehrimize bakabiliriz.
Eminim ki her zaman toprağına ve kimliğine sahip çıkan Giresunlular olarak; bundan sonra da ülkemiz için her zaman gurur ve kıvanç kaynaklarından biri olacağız. Okuyan herkese çok teşekkür ederim. Unutmamamız ve unutturmamamız dileğiyle…
Yazar: Yavuz Kartal - Derleme: Fatih Özdemir
The post Giresun’un tarih sahnesindeki büyük rolü appeared first on Giresun Blog.