Bu yazı Çağla Açıkgöz tarafından Lets Go Dergisi için hazırlanmıştır.
Birçokları için çay içmek her an her yerde harika bir fikirdir, hatta çoğu kez ihtiyaçtır. Çayın kültürümüzde yeri büyük… Tanışırken, sosyalleşirken, soğuk ve yağmurlu bir kış günü arkadaşlarla otururken ince belli bardakta sıcacık bir çay içmek içinizi ısıtır. Misafirlikte, yediğiniz lezzetli yemeklerin üstüne, yazın en sıcak günlerinde de iyi gider mesela, hararetinizi alır. Günün ilk saatlerinde kahvaltıda, uyku öncesinde ise televizyon karşısında iyi gider. Çayın memleketi deyince de dile ilk gelen tabii ki Karadeniz olur! Karadeniz’in en meşhur çayı olan Tirebolu 42’nin hikayesine gelin biraz daha yakından bakalım.
Tirebolu tamam da, 42 niye?
Fabrikanın adını duyduğumda ilk merak ettiğim nokta bu olmuştu. Konya’nın plakası 42. Biz Giresun’dayız ve Giresun’un plakası da 28. 42-28=14’se bu işin bir matematiği yok demektir. O zaman nedir bu 42’nin anlamı? İşte, bu şekilde saçmalarken fabrikanın önünde bulduk kendimizi. Tirebolu çayının hangi aşamalardan geçtiğini, lezzetinin nereden geldiğini öğrenmek üzere fabrikaya girdik. Bizimle ilgilenen hanımefendinin anlattığına göre; merak edilen ve tartışma konusu olan bu isim Giresunlu komutan Hüseyin Avni Bey’in kurmuş olduğu 42. Alay’dan geliyor. Bu alay, en şiddetli anında Sakarya Muharebesi’ne dahil olmuş ve en önde savaşarak Yunan ordusunu durdurmayı başarmış. Hem Giresun yöresini tanıtmak hem de kültürel değerlerine sahip çıkmak konusunda hassas davranan Tirebolu 42, 42. Alay’ın ve Hüseyin Avni Bey’in kahramanlıklarını unutturmamak için bu adı seçmiş.
Peki, Tirebolu çayını özel yapan ne?
Çay dendiğinde ilk akla gelen genelde Rize olur, yani en azından benim için öyleydi. Ancak Tirebolu da bu konuda oldukça iddialıymış, bu turda öğrendim.
Tirebolu 42 çayını diğerlerinden ayıran fark, Tirebolu’da sınırlı bir üretim alanında üretilen çayın halen geleneksel “2 buçuk yaprak” yöntemiyle toplanmasıymış. El ile çay filizinin ucundaki en taze 2 yaprak ve ucunda açmak üzere olan yarım yaprak koparılarak toplanan bu çayın lezzeti de çok daha güzel oluyormuş.
Tirebolu çayını özel yapan aroması, iklim koşullarıyla da alakalıymış. Yıllık güneşlenme ve yağmur oranının dengeli olması çayın yıkanmışlık oranını azaltıyormuş ve bu da o bölgede yetişen çayın aromasının daha yüksek olmasını sağlıyormuş.
Giresun’da, sahilden 2 bin metre yukarılarda yetiştirilen çayın, otoyola ve yaşam merkezine yakın olmaması ve buralardaki kötü etkilere maruz kalmaması sebebiyle daha temiz ve organik kalabiliyormuş.
Çay yaprakları hangi aşamalardan geçiyor?
Taze çay yapraklarının gördüğü ilk işlem soldurma. 4-4.5 saat kadar süren bu işlemin ardından, 30-35 dakika süren kıvırma ve kıyma işlemi başlıyor. Sonrasında presleme makinesine giren çaylar buradan sıcak ve nemli çıkıyor. Fermantasyondaysa sıcak ve nemli çay, verilen hava eşliğinde 45 dakika dinleniyor ve böylece aromasının içinde kalması sağlanıyor. En son 15 dakika süren kurutma işlemine tabi tutulan çaylar, elekten geçiriliyor. 7 elekten geçen Tirebolu çayı, 7 kaliteye ayrılıyor. Birinci ve ikinci elek çaylar, en ince ve en küçük yapraklardan oluşuyor ve aroması daha yoğun oluyor.
İyi çay nasıl demlenir?![Giresun Tirebolu 42 Çayı 4]()
Herkesin çay demleyişi farklı olsa da, çayın lezzeti konusunda önemli bir iki detaya dikkat etmekte fayda var. Mesela çay demlerken çeşme suyu kullanmayın; arı su veya içme suyuyla çay daha lezzetli oluyor. Üst demliğiniz çelikse önce kaynayan suyu, ardından çayı koyun; aksi takdirde çay yanıyor ve bu da lezzetini bozuyor. Cam, porselen ya da bakır çaydanlık çayınızın daha lezzetli olmasını sağlayabilir. Önce çayı koyduğunuzda, suyu sabit bir noktadan dökün ve hiç kaşıkla karıştırmadan öylece bırakın. Çay kendi kendine çökene kadar demleyin, müdahale etmeyin. Kendi halinde demlenen çay da lezzetiyle size güzellik yapsın.
Tirebolu 42’de başka neler var?
Fındık ezmesinin tadı harika! Kaşık kaşık yedim yine doyamadım. Giresun’un pikola denen küçük fındıkları da oldukça lezzetli. Lezzetleri, küçük ve de daha yağlı olmalarından kaynaklanıyormuş.
Yol üzerinde duralım, keyifli bir kahvaltı yapalım derseniz, Tirebolu 42 Kahvaltı Evi’nde, Karadeniz’in yerel tatları eşliğinde bir mola verebilir, ardından da fabrikanın satış mağazasından çaylarınızı, fındıklarınızı, fındık ezmelerinizi hatta çay kolonyanızı alarak yolunuza devam edebilirsiniz.